
Haberin devamı konumuzun devamında….
Tuncay’ı kutluyorum
“Tuncay doğruları, içine inanılmaz senaryolar ekleyerek anlatıyor. Bunu neden yapıyor anlayamıyorum. Zavallı görünmesine rağmen güçlü olması bana tuhaf gelmişti. Samanyolu’nun en güçlü adamıydı. ‘Ayşe abla sen beni küçümsüyorsun ama ben çadequate iyiyim’ diyordu. Birileri bununla silah kaçırıyorsa Tuncay’ı kutluyorum. Silah kaçırmışım, ‘Cantürk’ü öldürmeyin’ demişim. Çağırsınlar beni, Tuncay’ı alsınlar karşıma, konuştursunlar.”
Veli okayüçüokay’le tartıştıok!
1994 mayıs sonunda, Ercan Arıklı tarafından, Nokta’dan Sabah Grubu’nun çıkaracağı Ateş dergisini hazırlamak için 20 kişilik ekiple transfer edildiklerini anlatan Önal, “Derginin hazırlıklarını yapıyorduk. Editör arkadaşlarımdan biriyle Sapanca’ya gidiyorduk. Güney beni aradı ve Kocaeli’ye gittiğini belirterek, ‘Birlikte gidelim’ dedi. Ben ‘Ne kadar kalbin temiz Tuncay, biz de Adapazarı’na gidiyorduk’ dedim. Arabamla gidiyorduk. Öğle vakti, İzmit’te bir yere uğrayacağını söyledi. Jandarma okışlasının önünde durduk. 15 dakika sonra Tuncay geri geldi ve ‘Abla Paşa seninle tanışmak istiyor’ dedi. İçeri girdik. Tuncay, ‘Paşam dimension Ayşe Önal’ı getirdim’ dedi. O zaman küçüokay’ü hiç kimse tanımıyor. İçeride on dakika kadar oturduk. küçüokay başladı, ‘Şu, bu Ermenidir, hem bizim bir istihbarat örgütümüz var’ diyerek, insanların aleyhinde atıp tutmaya. Benim en iyi arkadaşlarım Ermeniler, advertını verdiğiniz kişilere anlatacağım, hakkınızda dava açacağım’ dedim. Sinirlenerek oradan ayrıldık” dedi.
JİTEM’i ilk ben açıkladım
Daha sonra bu olayı anlattıkları Ercan Arıklı’nın kendisine, ‘Bu diyalogları yaz’ dediğini ve Ateş Dergisi’nin 2 Temmuz 2004⊤da çıkan ilk sayısının Editör oköşesinde kaleme aldığını anlatan Önal, bunun üzerine işten atıldıklarını anlattı: ‘three Haziran 1994⊤te dergi dağıtıldı. Güzel bir dergi olmuştu. Gece Ercan Arıklı beni çağırdı, ekipten bazı arkadaşları toplayıp gittim. Ercan Bey ağlamak üzereydi, çadequate üzgündü. ‘Malesef seni ve arkadaşlarını kovmak zorundayım. Dinç Bilgin de Zafer Mutlu da çgood enough üzgün’ dedi. 20 kişiyi o gece kapının önüne koydular. İlk kez okayüçüok ve JİTEM adlarını zikreden gazeteciyim ben. Bu kadar insanın bundan zarar göreceğini bilsem, bunu yapar mıyım. Arkadaşlarımın çoğu işsiz kaldı.’
Irak’ta peşime takıldı!
Güney’in, “Ünal Erkan’la sınır geçişini ayarladı. Ergenekon Irak’ta PKK’ya silah götürürken yanımızdaydı. Konteynerlerde silah olduğunu öğrenince tartışıp geri döndü” iddiası için Önal şunları söyledi: “Ben belki 200 kez ok.Irak’a gittim. Talabani ile röportaj için gidiyorduk. Kuyruklarda beklememek için Erkan yardımcı oluyordu. Silopi’de Güney’e rastladıok, okötü bir arabası vardı. ‘Abla ben de geliyorum’ dedi. Ayrı arabalarda gittik. Ben silah milah görmedim. Selahattin’e gittik, Tuncay bizi yaşlı bir Türkmenin evine götürdü. Adam bize güzel sofra hazırladı. Tuncay’la Irak’taki irtibatımız bundan ibaret.”
Yenişafak
